BAK ŞU CORONA VİRÜSÜNE!
Sevgili dostlar, bugünlerde bütün
dünya diken üstünde. Neredeyse dünyanın her yerinde endişe ve korku hakim.
Bunun sebebi ise, çok küçük bir canlı türü olan ve Çin'de ortaya çıkan
"Corona" virüsü (COVID-19)'nün yarattığı geniş olumsuzluklar
yelpazesi. İlk olarak 31 Aralık 2019 tarihinde Çin'in Wuhan kentinde tespit
edilen bu virüs, diğer virüslerden daha öldürücü görünmüyor. Ölüm insidansı
yüzde iki civarında, ancak diğerlerinden daha süratli yayılma eğilimi olduğu
biliniyor ve bütün dünyayı tedirgin eden de hastalığın (henüz ilan edilmemesine
rağmen) pandemiye dönüşme olasılığı. Size burada hastalıktan ve virüsten değil,
yarattığı iklimin sosyal ve ekonomik olarak ne ifade ettiğinden bahsetmeye
çalışacağım.
Kapitalizmin küresel düzeyde
oluşturduğu işbölümü ve bu işbölümüne dayalı ekonomik sistem, ürettiği eşitsiz
ilişkiler, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler açısından yarattığı
bağımlılık boyutuyla ciddi eleştirilerle karşılaşmıştır. Ancak bu eleştiriler,
kapitalizmin oluşturduğu hegamonik küresel sermaye hakimiyetinde sistemi
değiştirme ve dönüştürme gücüne sahip değildir. Zaman zaman ortaya çıkan
krizler, sisteme kendisini ortaya çıkan yeni duruma göre yeniden üretip
varlığını sürdürebilme olanağını sağlamaktadır. Bu krizlerin konusu, bölgesel
risklerden küresel risklere kadar farklı bir yelpazede olabilmektedir.
Günümüzde yaşadığımız, bölgesel olarak başlayan ve dünyaya yayılma eğilimi
gösteren krizin ise, öncekilerden bir farkı bulunmaktadır. Hastalığın ortaya
çıkışından itibaren dünya ekonomisinin en büyük üretim üssü olan Çin, ciddi bir
ekonomik ivme kaybına uğramıştır. Hem hastalığın yayılmasını önlemeye yönelik
olarak uygulanan tedbirler, hem de üretim ve siparişlerin yavaşlaması, Çin'in
kendi ekonomik sorunu olmaktan çıkmış ve bütün dünya ekonomisini tehdit eder
boyuta gelmiştir. Hastalığın diğer ülkelerdeki yayılma ihtimalinin gün geçtikçe
artması, bu risklerin bütün dünyaya virüsle birlikte yayılmasına sebep
olmuştur. Elbette kapitalizm bu durumdan küresel işbölümünün yeniden üretilmesi
bağlamında gerekli dersleri çıkaracaktır. Belki farklı yöntemlerle yeni
sistemin uzun yıllara varan kurgulanması da mümkün olabilecektir. Ancak konunun
bir başka boyutu vardır ki, kapitalizmi doğrudan doğruya tehdit etmektedir.
Hastalığın ortaya çıkışıyla beraber,
insanlar arasında yayılan paniğin virüsün yayılma hızından daha fazla olduğu
görülmektedir. Bu panik, kısa dönemli tüketim alışkanlıklarını değiştirmesinin
yanında kapitalizmin zayıf noktasını bir kez daha ve altı kalın çizgilerle
çizilmiş olarak ortaya çıkarmıştır. Bu zayıf nokta üretim tarzı ve buna dayalı
tüketim kültürüdür. Sistem her zaman ihtiyaçtan fazla tüketimi merkezine alırken,
bunu sağlamak için (Gramsci'nin tabiriyle) toplumsal sürecin tamamını içeren
hegemonyayı kullanır. Kavramın içeriğindeki kültürel ve sosyal boyut, onu
aşılması güç bir engel haline getirir. Mevcut durumda yaşanan panik ortamı, hegemonyanın
kontrol alanının dışına kolayca çıkabilme riskini taşımaktadır. İşte bu kapı,
kapitalizmin bütün bir sistem olarak sorgulanmasının başlangıcına giden yola
açılmaktadır. Özellikle son dönemde borsalarda ve para piyasalarında yaşanan
büyük çalkantı, corona virüsüne özel olarak belki birkaç ay içerisinde suların
durulmasıyla sonuçlanabilir. Ancak bireylerin panik ortamında aldığı kararların
piyasalar üzerindeki etkisi, sanılandan çok daha uzun sürebilir. Bu uzun etkinin
türevi, devletlerin üretim, istihdam, sağlık ve sosyal güvenlik sistemlerini de
içine almaktadır. Benzer bir durumda ortaya çıkacak risklerin türevleri ise,
bugünkünden çok daha ağır koşullar oluşturabilir ve bir çok toplum böyle bir
yükün altından kolaylıkla kalkamaz. Bunun sürdürülebilir bir zemine oturabilmesi
için toplumsal düzeyde tüketim alışkanlıklarının ve buna bağlı olarak üretimi
tarzının yeniden sorgulanmasının zamanı, bir daha görmezden gelinemeyecek
derecede gelmiştir. Kapitalizmin olumsuzlukları konusunda yazılan ve
konuşulanların yapamadığını bir corona virüsü yapmıştır. Dünya artık aynı dünya
olmayacaktır.
Sevgilerimle...
Güçlü bir iddia hocam umarım insanlığın yararına olur bir şekilde..
YanıtlaSil