Teknoloji geliştikçe hayatımızı kolaylaştıran birçok ürün
de piyasaya sürülmektedir. Bu ürünlerin tanıtımı (reklamı) yapılırken, bizim o
ürünü aldığımızda hayatımızın ne kadar ve ne şekilde kolaylaşacağını bilmemiz
değil hayal etmemiz istenmektedir. Çünkü hayaller her zaman gerçekten daha
kusursuzdur ve reklamlar insanda bu hayale ulaşma isteği yaratır. Bu nedenle
birçoğumuzun evleri, kullandığımızda hayatımızın ne kadar kolay olacağını hayal
ederek aldığımız ve nadiren kullandığımız ürünlerle doludur. Kapitalist sistem,
hayalleri bir şekilde kurgulanan ve bu hayalleri gerçekleştirmek için
borçlanmayı göze alan insanların bu zayıf yanı üzerinde yükselmektedir. Bunu
yaparken kullandığı en ölümcül silahı ise reklamlardır.
Reklamı insanların hayal dünyasını kurgulamak üzerine yapılan bir
faaliyet olarak görmek mümkündür. İnsanların hayal dünyalarına (bilinçaltlarına)
ulaşabilmek için görsel ve işitsel öğelerden faydalanılmaktadır. Ancak
teknolojinin sağladığı yeni imkânlar da reklam için etkili birer araca
dönüşebilmektedir. Evinizde sakin bir akşamüstü oturup kahvenizi yudumlarken
bir anda telefonunuz çalar. Bu beklenmedik telefonu açtığınızda karşınızdaki
kişi, sizi önce firmasının kurumsal kimliğinin ne kadar güçlü olduğuna
inandırmak için görüşmenizin kayıt altına alındığını söyler. Sonra evinizde
kullandığınız internet veya televizyon hizmetinin aylık ödemelerinde kısmi bir
indirim karşılığında sizden 12-24 aylık abonelik taahhüdü almaya çalışır. Siz
bütün olan biteni yorumlamak için düşünme zamanı bulamadan taahhüt altına
giriverirsiniz. Balık oltadadır, sıra her ay sabit bir ücreti o balığın
ağzından almaya gelmiştir.
Bir başka telefon görüşmesinde sizi
ücretsiz tatil hediyesiyle birlikte devre-mülk tanıtım görüşmesine
çağırabilirler. Ya da size bir ürünün tanıtımını yapıp, onu almanız için sizi
ikna edebilirler. Yöntemler farklı olsa da kullanılan araçlar birbirine
benzemektedir. Bilgisayarınızın başına oturduğunuzda e-postalarınızı açınca
birçok ticari postanın gelmiş olduğunu görürsünüz. Sürekli olarak etrafımızdaki
teknolojik oltaların arasında onlara takılmamaya çalışmak için azami bir çaba
sarf etmeniz gerekmektedir. Uluslararası ve ulusal tüketici örgütleri de bu
konuda tüketicileri sürekli uyarmaktadır. Ama burada önemli bir sorun vardır.
Çoğu zaman telefon ve e-postalarımız bizim isteğimiz dışında ticari
kullanıcıların ellerine geçmektedir.
İçinde temel ahlaki duyguları bile
bulunmayan insanlar, e-posta ve telefon numarası ticareti yaparken, asıl sorun
bu ticareti yapanların her zaman alıcı bulabilmeleridir. Bu ticaretin alıcı
tarafında olanların ahlaki değerleri de elbette değerlendirilmesi gereken bir
başka konudur. Ancak tüketiciler şunu unutmamalıdır; kapitalist sitemde kâr
güdüsü, her türlü ahlaki değerin önünde gelir. Bu nedenle bu tür oltaları
birbirine bağlayıp, asla bu usulle pazarlanan bir mal ya da hizmete ilgi
göstermemek, bu oltayı atanları evlerine boş göndermek için atılacak ilk adım
olabilir. Daha da önemlisi, hayallerinizin hiçbir zaman gerçeklerle karşılanamayacağını
bilmenizdir. Saygılarımla...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder